19 Mart 2010 Cuma

Broken Flowers / Kırık Çiçekler (2005)



Hayatının büyük kısmını kısa süreli ilişkilerle geçiren, orta yaşı çoktan geçmiş, bağlanma problemi yaşayan; yaşamını Don Juan ile özdeşleştirmiş bir adam olan Don Johnston ‘ın (Bill Murray) yaşamına ortak oluyoruz bu filmde. Hayatın tüm zevklerini konsantre bir şekilde yaşamış ve tüketmiş olmasından ötürü artık en ufak bir yaşam isteği duymayan ve yüreğinde sevgi kırıntısı bile kalmamış adamın yaşamının dönüm noktasına tanık oluyoruz.

Filmin ilk kareleriyle birlikte harika bir müzik sizi karşılıyor. Sadece film boyunca izleyip unutacağınız cinsten değil, her zaman dinlemek isteyeceğiniz türden bir müzik. Sonra fark ediyorsunuz ki film baştan aşağıya kaliteli müziklerle donatılmış.

Don sevgilisinin kendisini terk ettiği gün, pembe zarflı pembe kağıt üzerine kırmızı mürekkeple daktilo edilmiş imzasız bir mektup alır. 20 yıl kadar önce birlikte olduğu kadınlardan biri kimliğini gizli tutarak Don’a 19 yaşında bir oğlu olduğunu söyler.


Don’un Etiyopya asıllı polisiye romanlar yazarı olan komşusu Winston (Jeffrey Wright), bu imzasız mektubun sahibini ve dolayısıyla Don’un oğlunu bulmak için hafiye gibi ipuçları araştırır, 20 yıl önce birliktelik yaşadığı kadınların listesini Don’dan alır ve Don’a her ayrıntısı düşünülmüş bir seyahat planı hazırlar. Don için geçmişiyle ve belki de yüzüstü bıraktığı eski aşklarınla yüzleşeceği yolculuk da böylece başlamış olur.

Filmde müthiş sıcak bir komşuluk ilişkisi var. Don ve Winston’ın ailesi arasındaki güzel dostluk, Winston’ın Don’ın tüm bezginliğine ve sinir bozucu boş vermişliğine rağmen yaptıkları görülecek cinstendi. Komşusunun her an vazgeçeceğini iyi bildiğinden, ona seyahat boyunca dinleyebileceği bir yol müziği CD si (Etiyopya Müzikleri) hazırlayan Winston müziklerin arasına kendi sesinden motive edici ve yönlendirici mesajlar koymayı da ihmal etmez.



Don’ın yıllar sonra birdenbire ortaya çıktığı bu sürpriz ziyaretleri ev sahiplerini de epey şaşırtır. Aradan geçen 20 yılda herkes hayatını farklı bir şekilde kurmuş, hiçbir şey anılardaki gibi kalmamıştır. Don, her ziyaretine elinde bir buket çiçekle gider. Çiçekler de en az kendisi kadar bezgin ve kırılmış görünmektedirler…



Don, eski sevgililerine yaptığı bu garip yolculukta, hep kendisini mektupta öğrendiği oğluna kavuşturacak ipuçları arar. Tek başına seyahat eden her genci, kendisini aramak için yollara düşmüş oğlu zanneder. Filmin sonunda dikkatli izleyicilerden kaçmayacak bir sürpriz de var: Bill Murray’in gerçek oğlu (Homer) da bir sahnede görünüyor. Yaşlanmış ama güzelliklerinden fazlaca birşey kaybetmeyen ünlüler de filmde Murray' e eşlik etmiş: Sharon Stone (Laura), Frances Conroy (Dora), Jessica Lange (Carmen), Tilda Swinton (Penny), Julie Delpy (Sherry).



Yönetmen ve senarist Jim Jarmusch bu filminde Don Johnston karakteri için tek isim olarak Bill Murray’i düşünmüş ve filmi adeta onun üzerine inşa etmiş. Filmi izlerken yönetmenin bu ısrarında ne kadar haklı olduğunu anladım. Bill Murray; yaşam amacı kalmamış, hiçbir şeye heyecanlanmayan, donuk bakışlı ve mimiksiz yüz ifadelerinle Don Johnston karakterini sıfırdan yaratmış adeta. En az “lost in translation” filmindeki kadar usta bir oyunculuk sergilemiş.



Jim Jarmusch

Filmin kamera arkası görüntülerini izlediğimde, çekimlerde kullanılan klakette filmin adı olarak hep “dead flowers” görünüyordu. Sanırım yönetmen film vizyona girerken son bir fikir değişikliğiyle adını “broken flowers” olarak değiştirmiş. Ben filmin isminin son halini sevdim.

Film, müzikleriyle de ön planda. Etiyopyalı müzisyen Mulatu Astatke & Ethiopian Quintet, Holly Golightly, The Tennors başta olmak üzere birçok müzisyen ve yorumcunun eşsiz müzikleri aynı filmde buluşmuş.

Film 2005 Cannes jüri büyük ödülünü almış.

Filmin IMDB linki için tıklayınız

Takip Et

& Comment

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Copyright © 2015 Seyred™ is a registered trademark.

Designed by Seyred. Hosted on Blogger Platform.