25 Ekim 2010 Pazartesi

Bin Jip / 3 - Iron / Boş Ev (2004)



Sun-Hwa (Seung-yeon Lee) motorsikletiyle sokaklarda dolaşan ve evlerin kapılarına fast food yiyeceklere ait reklam broşürleri asan, varlıklı bir genç. Garip bir huyu var: İçinde kimsenin olmadığını anladığı evlere gizlice girmek ve birkaç gününü o evde geçirmek. Gün boyu astığı broşürler, eğer evde yaşayan birileri varsa kapı açıldığında yerlerinde olmuyorlar. Ancak, astığı yerde duran broşürler ise Sun - Hwa'nın beklediği şeyi müjdeliyor: Boş Ev.



"HEPİMİZ KİLİTLERİMİZİ AÇACAK KİŞİYİ BEKLEYEN BİRER BOŞ EVİZ"

Amacı hırsızlık yapmak veya sapıklık yapmak değil. Her seferinde yeni bir hayata ortak olmak istiyor, en azından bir süreliğine. Evin bir ferdi gibi yaşıyor, buzdolabından yiyecekleri çıkartıp yemekler hazırlıyor, banyo yapıyor, evde yaşayanların kirli çamaşırlarını yıkıyor, çiçeklere su veriyor, etrafı toparlıyor, bir evde ne yapılabiliyorsa onları yapıyor. Ev ahalisinin resimlerine bakıp onları tanımaya çalışıyor, ve mutlaka bulunduğu yerde fotoğraf çekiliyor. Bastığı her deklanşör, ödünç olarak ortak olduğu yaşamların bir kanıtı, bir kaydı adeta. Çok da becerikli. Evde çalışmayan bir alet, cihaz ne varsa tamir ediyor. Kendince bir teşekkür, bir hatıra bırakıyor evin gerçek sahiplerine.



Son girdiği evde ise başına gelen beklenmedik şey onu garip ve sonu aşk dolu bir oyuna çekiyor. Boş zannettiği evde kocasından fiziksel ve duygusal şiddet gören bir kadın var. Hee Jae (Hyun-kyoon Lee). Her zaman temkinli olan ve kendini gizleyen adamımız, fark etmediği evin hanımı tarafından izleniyor. Kocasının Hee Jae'ye yaptığı hakaretlere dayanamayıp, bahçedeki mini golf oyun sahasında yaptığı atışların yönünü değiştirip kocasını hedefliyor ve kadını bu işkence gibi yaşamdan kurtarıyor, özgür bırakıyor. Onlar artık beraberce Boş Ev'ler arayan bir ikili.






Birbirlerinin yaralarını saran, konuşmadan anlaşan, birbirlerini bütünleyen, biri diğeri için yaşama sebebi olan bir ikili...



Boş Ev, ünlü yönetmen Kim-ki Duk'un en önemli başyapıtlarından biri. Lirik bir masal gibi, şatafatsız bir şölen gibi, büyüleyen, düşündüren, yaşamdan sizi bir buçuk saatliğine alan film. Başrol oyuncularının hiç konuşmadığı, alt yazıların neredeyse olmadığı, her gün yaşanılan evlerde geçen, duyguların alabildiğine güzel bir görsellikle anlatıldığı harika bir film.



Kim - ki Duk, gerçeklik ile rüyayı ve hayali iç içe kullanmayı çok seven bir yönetmen. Hemen her filminde tamamen gerçek, sıradan, kanlı canlı yaşayan karakterleri ele alıyor, ancak izlediklerinizin bir rüya veya hayal olup olmadığına emin olamadığınız bir finalle bize veda ediyor... Birbiriyle kucaklaşmış iki sevgili bir baskülde ağırlıksızlar.



Sahi, aşk kaç kilo çeker?
Ya hayaller ?



"İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ DÜNYANIN GERÇEK Mİ HAYAL Mİ OLDUĞUNU SÖYLEMEK ÇOK ZOR..."

Filmin müziği ise muhteşem. Fas asıllı Belçika'lı şarkıcı Natacha Atlas'ın eşsiz yorumuyla "Gafsa" film boyunca birçok sahnede karşımızda. Bir müzik bir filmle bu kadar mı özdeşleşebilir? Mutlaka dinlemelisiniz.

Filmin IMDB linki için tıklayınız
Filmin fragmanı için tıklayınız

Takip Et

& Comment

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Copyright © 2015 Seyred™ is a registered trademark.

Designed by Seyred. Hosted on Blogger Platform.