15 Ekim 2010 Cuma

Taxi Driver / Taksi Soforu (1976)


Birçok sinamaseverin en iyi ilk 100 filmi listesinde üst sıralarda bulunduğuna inandığım, 1976 senesine ait bir yapıt... Yönetmen Martin Scorsese ve Robert DeNiro lokomotif konumdalar... Eşlik edenler : Jodie Foster, Harvey Keitel ve Mavi Ay’dan tanıdığımız Cybill Shepherd..



Scorsese özellikle suç ve suçun kökeni ile ilgili filmler üzerinde çalışmış.. En son izlediğim Departed (Köstebek) yine aynı konu üzerine, meşhur bir film. Suç makinesi haline nasıl gelinir? Bunda devletin ve toplumun rolü nedir...? Sorularına cevap niteliğinde filmler diyebiliriz.. Ayrıca psikolojik problemli insanları da Scorsese filmlerinde çokça görüyoruz.

İnsanın kafasına kazınan o kadar çok replik var ki... Yıllardır unutulmamış / unutulmayacak.


Are you talking to me? DeNiro ayna karşısında bu repliği doğaçlama yapmış. Senaryoda bu söz yok. DeNiro rolüne mental ve fiziksel olarak hazırlandığını belli ediyor. Akıl hastalıkları konusunda bilgi toplamış. Taksicilik yapmış. Vücut çalışmış.

Jodie Foster filmde oynadığı rolle aynı yaşta. Leon’daki Matilda’yı andırıyor durumu..



Zindan Adası gibi, filmin sonunda bariz bir netlik yok.. İnsan ister istemez Travis’in hayalleri mi? Yoksa gerçek mi bunlar diye düşünüyor..

En önemli tema bana göre “yalnızlık”... Yalnız insan merdivendir, hiçbir yere ulaşmayan... İstanbul’da mesela İstiklal’de yürüyorsun.. Kalabalığın içinde.. Tanımadığın insanlar.. Yalnızsan daha bir ağır geliyor.. Halbuki orada bulunma sebebin insanların arasına karışmaktır. Bi de yalnızlığın bir hali daha var: Teoride etrafında çok insan var.. Fakat pratikte yalnızsın. Öyle hissediyorsun.. Kocaman şehirlerde yalnız insanlar, milyonların içinde binlerce... Gece yalnız uyursun ekran karşısında.. Bir ses olsun istersin evde.. Televizyonu açık bırakıp yatarsın..

Travis rolünde Robert DeNiro genç yaşına rağmen çok başarılı... Travis karakteri senaryo ve oyunculuk anlamında çok inandırıcı...

Vietnam savaşından yeni dönen Travis uykusuzluk hastalığına çözümü geceleri taksi şoförlüğü yapmakta arar. New York’un en belalı yerlerinde çalışır.. Uyuşturucu satıcıları, gangasterler, fahişelerle dolu bir bölge. Seçim kampanyasında başkan adayı Paladin için çalışan Beatsy ile tanışır.. Onunla tanışması da pek normal değildir.. Bir süre takip eder çalıştığı yerin etrafında.. Sonra yanına gider.. İkna eder güzel kadını... Çay – kahve içtikten sonra, bir sonraki buluşmada sinemaya gidilecektir. Yanlış bir film seçimi herşeyi berbat eder. Travis bir sonraki görüşmeleri için telefonda Beatsy’i çok arar.. Başarılı olamaz. Yönetmenin dediğine göre en kritik sahne budur.. Kamera Travis’ten koridor’a, boşluğa döner. Issız Adam’ı andıran bir sahne..

Beatsy’den artık geriye öfke kalmıştır.. Öfkesini aday Paladin’e yöneltir... Beceremez.. Toplum için bişeyler yapmak zorunda hisseder kendini.. Iris'i kurtaracaktır.. Kadın satıcılarıyla mücadele etmeye karar verir.. Daha kolay bir hedef sonuçta.. Ama ortalık kan gölüne döner.... Kendince yağmur rolü üstleniyor.. Yağınca bütün pislikleri temizleyen bir yağmur..


Taxi Driver sürükleyici bir klasik film.. İçimizdeki ve etrafımızdaki Travis’leri farketmemizi, düşünmemizi sağlıyor. Tek başına Robert DeNiro için bile izlenebilir.

Takip Et

& Comment

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Copyright © 2015 Seyred™ is a registered trademark.

Designed by Seyred. Hosted on Blogger Platform.