27 Şubat 2010 Cumartesi

Im Juli / Temmuz'da (2000)


Balkanlar’dan geçen yol filmi, sımsıcak, parıldayan güneşli yaz hikayesi, Juli'nin saçlarındaki gibi bir aşk örgüsü...

Im Juli’de henüz yaşamının anlamını bulamamış erkekler için aşağıya yazdığım sağlam bir tüyo var: Teoriyle pratiği de birleştirmeyi unutmamak lazım tabi...

"Aşkım,

Kilometrelerce yol kat ettim, nehirleri geçip, dağları aştım... Hüsrana uğradım ve ızdırap çektim, nefsime karşı koydum ve güneşi takip ettim. Böylece senin önünde duruyorum ve sana seni seviyorum diyorum…"

Fatih Akın’ın ikinci uzun metrajlı filminde başrolleri Moritz Bleibtreu (Daniel), Christiane Paul (Juli), Mehmet Kurtuluş (İsa), İdil Üner (Melek) oynuyor…

Amelie tadında, sinemadan çıktığınızda sizi mutlu hissettirecek türden…

Yönetmen, röportajda, bir yanım Juli, diğer yanım Daniel diyor... Juli duyguyu, Daniel mantığı temsil ediyor...

İsa ile Daniel 7 Temmuz'da Bulgaristan'da karşılaşıyorlar.

Okulların kapandığı 1 Temmuz'a geri dönüp bir haftalık süren, 8 Temmuz'da biten eğlenceli bir yolculuğa çıkıyoruz..

Daniel kendi halinde, safça, bir Fizik öğretmeni… Kuralcı (okulun son günü ders yapıyor), hesap kitap yapmadan hareket etmeyen (nehirden karşıya arabayla uçmaya çalışırken formüller kullanarak hız hesabı yapıyor), kaderinin peşine takılabilen bir adam… Juli onu görür görmez aşık olmuştur. Sokak pazarında Daniel’e güneş sembollü Maya şans yüzüğü satar… Hediyesi kabilinde gece için bar-diskoya bir davetiye verir… Üzerinde güneş sembolü taşıyan bir kadın senin hayatını değiştirecek, seni mutlu edecek diye de falına bakar… Niyeti basit: Bar’da göbek deliği dekolteli, kocaman güneşli bir elbise ile Daniel’in karşısına çıkmak… Juli’nin ayrıca dövmeleri de var güneşli…Ensesinin hemen altında ve belinde… Hedefi ıskalamak imkansız gibi görünse de Daniel hazır canlıdır… Bara erken gider, güneş’li bir kız arar… Ay’lısını bulur, ve fakat güneş’lisini bulamaz… Çabuk pes eder… Dışarı çıkar…. Türk kızı Melek sokakta karşıdan gelmektedir… Melek üzerindeki güneşli tişört ile Daniel’in kaderidir. Sadece tişörtte değil… Uzun eteğinde de bir sürü güneş görürsünüz… Melek’e aşık olur…
Beraber Hamburg sahilinde otururlarken Melek’in: Güneşim, ayım sana ışık olsun diye söylediği şarkı (dinlemek şarttır – İdil Üner’in sesi müthişmiş) bitirici darbeyi vurur… Peşinden dünyanın öbür ucuna da olsa gidecektir artık… Melek ismi gibi bir insandır… Kanatları eksiktir bi… Havalimanından tatil için İstanbul’a uğurlanır. Ortaköy’de bir hafta sonra buluşacaklardır… Daniel yola, onun peşine döküntü bir araba ile düşer…

Juli, Daniel’in Melek’le bar çıkışında konuştuğunu görmüştür… Ertesi gün hayalkırıklığını ve sırt çantasını yanına alıp tatile çıkar… Otostop çekmektedir… Her tatilde yaptığı gibi, ilk denk gelen arabaya binip, arabanın gittiği yerde tatilini geçirecek… Tesadüf bu ya, Daniel’in arabasıdır durdurduğu…

Birlikte Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’ı geçerken, türlü maceralar yaşarlar. Kötü gibi görünen fakat filmin konsepti gereği bir türlü doğru dürüst kötülük yapmayan insanlarla karşılaşırlar.. Hatta kötü görünümlü, güzel insanlar aralarında aşk filizlenmesini sağlayacak bir takım yardımlar bile yaparlar… Daha doğrusu Juli’ye yardım ederler…

Filmdeki dikkatimi çeken ayrıntılar:

Güneş ve Ay’ın rekabeti var filmde… Dekorlar, etekler, tişörtler, dövmeler, takılar ya güneşli ya aylı… Melek’in söylediği şarkı bile öyle: İdil Üner muhteşem sesiyle: Güneşim, ayım sana ışık olsun diyor… Filmin başlarında güneş tutulması yaşanır… Ay Dünya ile Güneş’in arasına girer… Daniel güneşe tutulmuştur.

Juli acayip şekilde Avatar’daki Navi’lere benziyor… Hiç makyajsız Avatar 2'de oynayabilir:)

Müzikler klas. Titizlikle seçilmiş. Sezen Aksu, Akın filmlerine çok yakışıyor.

Suicide Swing: Güneşli aylı bir şarkı daha: Branka Katic ve Birol Ünel’i dans ederken görüyoruz…
Brooklyn Funk Essentials'tan Ska Ka-Bop da tavsiye edilir.

Fragman üzeri survivor'i buradan dinleyebilirsiniz...
Melek'in Daniel'e doğru ilerlediği, ilk karşılaştıkları sahnede, adamın biri ters ters yürüyor... Bu işte bir terslik var demek olabilir:)

Kaliteli filmler Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlayabilecek en önemli unsur… Ortaköy Juli ve Daniel'le ayrı bir güzel. “Güneye gitmek” umarım Im Juli’yi izleyen yabancıların da anladığı bir detaydır. Güneye gitmek, bizim için cennete gitmek gibi bişey…

Bir rivayete göre Romenler çekime izin vermedikleri için filmin Romanya’da geçen bölümü fotoğraflarla anlatılıyor… Zorunluluktan olsa da ayrı bir hava katmış ve filmin en beğenilen yerlerinden biri olmuş.

Fatih Akın yazıp yönettiği filmde kendine de bir rol ayırmış. Oyunculuktan ziyade yönetmenlikte başarılı diye düşünüyorum.

Takip Et

& Comment

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Copyright © 2015 Seyred™ is a registered trademark.

Designed by Seyred. Hosted on Blogger Platform.